Son dönemlerin en çok konuşulan girişimlerinden Neuralink, kafalarda soru işaretleri oluşturmaya başladı. Bilişsel kapasitemizi arttırmayı hedefleyen teknolojiler, sosyal standartlarımıza ayak uydurabilecek mi? Bize sunabileceği nimetler beraberinde etik açıdan değerlendirilmesi gereken birçok konuyu masaya getiriyor.
Neuralink Nedir?
2016 yılında Elon Musk tarafından kurulan şirket, bilişsel donanım alanında faaliyet yürütüyor. Yani, doğrudan beyine müdahale eden donanımlar geliştiriyorlar. Elbette bu Musk’ın çılgın girişimlerinden biri değil. Şirket, kendisiyle birlikte 8 nörologun danışmanlığıyla işliyor. Şirket, beyin ve cihazlar arasında doğrudan bağlantıyı hedefleyen arayüzlerle çalışmakta.
Güncel hedefleri, öncelikli olarak Tetrapleji rahatsızlığı çeken hastalara beyin fonksiyonları aracılığıyla cihaz kullanımı sağlamak. Tetrapleji, merkezi sinir sistemindeki bir bozukluktan dolayı uzuvların kontrolünün kaybına sebep olan bir sinir sistemi rahatsızlığıdır. Beyine doğrudan yerleştirilen bozuk para büyüklüğündeki implant, cihazlarla bağlantı kurabiliyor. Dolayısıyla hasta ve etkileşim kuracağı cihazlar arasında bir köprü görevi görüyor. Elbette bu durumun birçok zihinde şüpheler uyandırması mümkün. Ancak yaptığı açıklamaya göre şirket, çalışmalarını tamamen güvenlik, erişilebilirlik ve güvenilirlik ilkeleri üzerinde yürütüyor.
Süreç Nasıl İşliyor?
Neuralink ile implant yerleştirilme sürecinin detayları websitesinde mevcut. Ancak özetlemek gerekirse süreç pek de uzun sürmüyor. Öncelikle, implantımızı tanıyalım. Cihaz; kapak, batarya, çip bölümü ve kablo sistemi olmak üzere dört temel bölümden oluşuyor. Kapak, organik ortama ve zorlu koşullara uyum sağlamış materyalden, tamamen mühürlü olarak üretiliyor. Bataryası, kablosuz olarak dışarıdan şarj edilebilen küçük bir pilden oluşuyor. Çipler, düşük enerjiyle çalışan, veriyi işleyerek düşünce gücünü faaliyete döken basit işlemcilerden oluşuyor. Son olarak kablo aksamı, 1024 elektrot girişi ile nöral aktiviteyi takip ederek verileri çiplere iletmek için kullanılıyor.
İmplant süreci ise Neuralink sitesindeki bilgilere göre insan müdahalesi olmadan gerçekleştiriliyor. Operasyon, 3 boyutta hareket edebilen baş bölgesi olan otonom bir robot tarafından yürütülüyor. 5 kamera sistemi ve optik sensörler barındıran baş bölgesi, implantasyonu ucunda bulundurduğu iğnesiyle tamamlıyor. İğnesi ise, saç telinden ince yapısıyla kafaya giriş yapıyor ve implantasyonu tamamlıyor.
Neuralink ve Etik
20. yüzyıl sonu ve 21. yüzyıl başlarında bilim kurgu evreninde ses getiren “sayborg” konseptini muhtemelen duymuşsunuzdur. İnsan vücudunu modifiye eden ve yarı robot insanların olduğu bu konsept, muhtemelen Neuralink deyince aklınıza gelen şeylerdendir. Neuralink de bizi gerçekten bu geleceğe mi sürükleyecek? Neuralink çalışmaları doğal olarak çoğumuzun zihninde şüpheler uyandırıyordur. Ne de olsa beyninize sentetik, elektronik ve veri işleyen bir cihaz takılacak. Bu gerçekten de etik mi? Zihnimize dışarıdan erişilmesi gerçekten de güvenli mi?
Sussex Üniversitesi’nden nörobilim profesörü Anil Seth, BBC’ye Neuralink ve etik konusunda konuştu. Seth, “Zihin aktivitemizi ihraç ediyorsak […] o zaman bir anlamda yalnızca ne yaptığımızı değil ne düşündüğümüzü, neye inandığımızı ve hatta ne hissettiğimize bile erişilmesine izin veriyor olabiliriz.” şeklinde konuştu. Bununla birlikte durumun önü alınamayacağını belirterek “Kafanızdaki şeylere eriştikten sonra mahremiyetinize dair ortada başka bir engel kalmıyor.” diye ekledi.
Neuralink ise süreci tamamen engelli bireyler için bir umut ışığı olarak görüyor. Çalışmalarına büyük kararlılıkla devam eden Neuralink, bunun insanlık geleceği için yeni bir çığır açacağını, beyin-bilgisayar etkileşiminin bir parçası olacağını savunuyor. Neuralink hakkında daha detaylı bilgiler almak için websitesine buradaki bağlantıdan ulaşabilirsiniz.